Abstract
The First World War emerged as a reality which occurred at the beginning of the 20th century and which caused heavy, destructive consequences in terms of human history. The war which continued on two opposing states led to the incredible material and moral damage. The destruction created by the war led the societies to creativity when considered as a relatively positive development. In this process of creation, art played an active role and found a medium of expression far beyond the position of descriptive of nature, in the early 20th century. In the atmosphere of post-war, concepts related with past as traditions, nationalism, morality, etc. were questioned, indeed. Art had been re-positioned over politics (or war), as antagonist or supporter, using all its expressive power in the new world order. In this sense, the whole processes of the emergence of 20th century art movements were centered on the concept of war at some point, inevitably. Dada, on the other hand, represents opposition to war and all the values associated with it. In his movement, criticism and inquiry-centered narratives he especially enjoys humor and satire. Dada's representatives express Avant-garde as "never before" in a perspective as often as they do, centering on humor and satire and offering innovative, groundbreaking work in various branches of art, such as paintings, cartoons, literature, and theater. Dada represented these behaviors, forming against past. In the movement, criticism and inquiry-centered narratives were based on humor and satire. George Grosz‟s caricaturized artworks became concrete examples of this attitude. In this paper, Dada which was born during The First World War and affected next generations, tried to be analyzed through artworks of George Grosz based on its relation with humor.
Birinci Dünya Savaşı, 20.yy‟ın başlarında gerçekleşen ve insanlık tarihi açısından ağır, yıkıcı sonuçlar doğuran bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. İtilaf ve İttifak Devletleri olarak iki karşıt cephede sürdürülen savaş, maddi ve manevi büyük zararların doğmasına neden olmuştur. Savaş sonrası sanatsal oluşumlar ise gelecek yüzyılların bütününü etkileyecektir. Birinci Dünya Savaşı, ekonomi, bilim, teknoloji, sanat ve beşeri bilimlerin bütününü değiştiren, insanlık tarihinin en önemli olaylarından biri olmuştur. Savaşın yarattığı tahribat, nispeten olumlu bir gelişme olarak düşünülürse, toplumları yaratıcılığa sevk etmiştir. Bu yaratım sürecinde sanat, etkin bir rol oynamış ve 20.yy öncesindeki doğanın betimleyicisi olma pozisyonun çok dışında bir ifade ortamı bulmuştur. Savaş sonrası yenidünya düzeninde eskiye ait her şeyin gelenek, milliyetçilik, ahlak, değerler, vb. sorgulandığı bir sanat ortamından bahsetmek mümkündür. Savaş ve sanat, ya da daha genel anlamda sanat ve siyaset, yenidünya düzeninde daha önce olmadığı kadar bir arada anılmış ve bir anlamda sanat, bütün ifade gücünü kullanarak kendisini siyaset üzerinden, karşıtlık ya da destekleyicilik, yeniden konumlandırmıştır. Bu bağlamda 20.yy sanat akımlarının ortaya çıkma süreçlerinin tümü, bir noktada savaş kavramını merkeze almaktadır. Dada ise, savaş ve onunla ilinti kurulan bütün değerlere karşıtlığı temsil etmektedir. Hareket, eleştiri ve sorgulama merkezli anlatımlarında bilhassa mizahtan ve hicivden yararlanmaktadır. Dada‟nın temsilcileri, Avangart bir perspektifte “karşıt olma” meselesini hiç olmadığı kadar sıklıkla ifade etmekte, bunu mizah ve hiciv merkezli yapmakta ve resim, karikatür, edebiyat, tiyatro gibi sanatın çeşitli dallarında yenilikçi, çığır açıcı çalışmalar sunmaktadırlar. George Grosz‟un eserlerindeki karikatürize anlatımlar ise, bu anlayışın somut örnekleri olmaktadır. Bu çalışma kapsamında, Birinci Dünya Savaşı yıllarında doğan ve kendisinden sonraki kuşakları etkileyen Dada, mizah ile ilişkisi anlamında örneklerle George Grosz üzerinden aktarılmaya çalışılmıştır.